Turna Balığı

     


     Turna balığı, Esocidae familyasını oluşturan etçil balık türlerinin ortak adı. Hepside Esox cinsine aittir. Çok süratli yüzebilirler. Vücut uzayarak torpil şeklini almıştır. Füze şeklinde ama yan tarafları düz olan bir vücutları ve içeriye dönük "köpek dişleri" ile dolu olan uzun, ördek gagasını andıran bir ağızları vardır. Küçük ve düz pullarla örtülü baş büyüktür. Sırt ve anal yüzgeçleri vücutlarının çok arka kısmında kalır. Solungaç kapaklarının üst kısmı ve yanakları tamamen ince  pullarla örtülüdür. Baş kısmında sayıları 10 civarında bulunan ve çıplak gözle görülebilen deliksi duyu organları mevcuttur. Genç yaşlardakiler yeşil, olgun yaşlara ulaşanların ise sarımsı kahverengi renkleri vardır. Vücudun genel rengi sarımsı yeşil görünürse de sırt kısmı zeytin yeşili yansımalar arz eder. Genç balıklarda vücudun yan taraflarında yeşil renkli enine bantlar varken, olgunluğa erişmiş bireylerde bu bantlar yuvarlağımsı kahverengi lekelere dönüşürler. Karın bölgesi daima açık sarı veya kirli beyazdır. Ilık, durgun ve akış hızı az olan sularda yaşar.
     Turnalarda erkekler, dişilere göre daha küçük olurlar. En fazla 80 cm boyunda olabilen erkekler, bu boya ancak 14-15 yaşlarında ulaşabilirler. Dişiler 160 cm boya, 40 kg ağırlığa ulaşabilirler. 

 Üreme
     Turna üreme zamanında diğer balıklara saldırmaz, yumurtlayacak dişiyi bir çok erkek takip eder.Turna balıklarının üreme zamanı hemen karlar eridikten sonra başlar ve Mayıs ayında sona erir. Yerine sıkı sıkıya bağlı sabit yerli bir balık olup yumurtlama zamanı göç etmez. Yumurtlama 3-8 derece sıcaklıkta, sığ, otlu bölgelerde gündüz saatlerinde gerçekleşir.
     Dişilerin ürettikleri 3 milim büyüklüğünde olan, 100.000 ila 1 milyon arasındaki yumurta, su bitkilerine yapışık şekilde bırakılır. 10 ila 30 gün içinde yavrular dünyaya gelir ve ömürlerinin ilk günlerinde yumurtalardan arta kalanlar ile beslenirler. Turna balıkları üç dört yaşlarına varınca ilk kez çiftleşirler. Dişiler için en verimli üreme dönemi 7-12 yaş arasıdır. Bu nedenle 80-110 cm arası turnalar genellikle geri salınır. Yumurtadan çıkan yavruların büyük bir kısmı çeşitli nedenlerle ölür. Turna yavrularının ilk avlanma reaksiyonları 13 derecelik suda 9 gün sonra, 20 derecelik suda 6 gün sonra başlar. Avlarının üzerine S şeklinde kıvrılarak fırlar, ilk günlerde bu denemelerde avlanma oranları %30 iken 15. günden sonra %80 e ulaşır. Su ısısı arttıkça avlanma oranı artar.

Beslenme 
     Turna balıkları çok aç gözlü avcılardır ve yamyamlık bile onlar için çok doğaldır; yavru turna balıklarının %90'ı kardeşleri tarafından yenilir. Bir turna balığı kendi büyüklüğünün %70'i büyüklüğünde olan diğer bir turna balığını tamamen yutabilir. Turna balıkları yemek seçenekleri konusunda hiç çekingen değillerdir. Bütün balık türlerini, kurbağalar, fareler, kemeler, yavru ördekler ve bazen yengeç bile avlar. Besinin kıt olduğu dönemlerde hatta solucan ve büyük mayıs sülükleri bile yerler. 1 aylıkken diğer balıklara saldırmaya başlar. 1 kg. lık canlı ağırlık artışı için gençken 3-5 kg. yaşlılıkta ise 10-30 kg. yiyeceğe iytiyacı vardır. 

Yaşadığı bölgeler 
      Turna balıkları Avrupa, Kuzey Amerika ve kısmen Asya'da bulunur. Bol su bitkileri bulunan ama temiz sularda yaşamayı tercih eder. Türkiye'nin özellikle kuzeyinde ve büyük ırmakların İç Anadolu'ya düşen kesimlerinde ve iç Anadolu'da da bulunur. Kuzey turna balığı (Esox lucius) 1,5 metre uzunluğa ve 35-40 kilo ağırlığa kadar varabilir, ama bu büyüklüktekilere rastlamak nadirdir. Bir metreyi geçenleri çok seyrek tutulur. Bu büyüklükteki balıklar genelde Sakarya bölgesindeki göletlerde ve Sapanca gölünde rastlanır. Hele 1,3 metreye varan tutulursa bu mucize sayılır. Turna balıkları her şeyden önce, oltada savaşmalarından ve enerjilerinden dolayı sevilirler. Oltaya takılmış bir turna balığı kurtulmak için her şeyi dener, ve bu mücadele esnasında sudan dışarıya sıçrayarak takla da atar; ve balıkçıyı heyecanlandırır. 
      Ama tabii ki sadece oltada değil, mutfakta da kalitesini ortaya koyar. Diğer etçil balıklar gibi turna balığıda lezzetli bir balıktır, ama birçok Y şeklinde küçük kılçıkları vardır. Bu yüzden etini ayırıp köfte yapan aşçılarda vardır. Etinin 100 gramında 372 kJ (89 kcal) bulunur.

Turna balığının bulunabileceği yerler
     Turna balığı avcılığında kıyıya yakın olarak avcılık yapılacak ise kıyıdan 8-10 metre açığına kadar avlanma yapılabilmektedir. Sudaki görüş mesafesinin yüksek olduğu kıyı kısımlarında turna çoğunlukla kendini kamufle ederek avını bekler .Gezinme ile avlanma çok nadirde olsa olur.  Kıyı kısımlarında avcılık için sıcak noktaların tespiti etkili avlar için çok önemlidir.
             Su içerisine kadar girmiş sazlık ama alt kısmı fazla yosunsu olmayan yerler.Yosunsu olan yerlerde daha çok yavru turnalar bulunmakta olup iri turnalar avlanmak için çok ender buralara uğrarlar.
             Sarmaşık bitkisini andıran ama biraz küçük yapraklı olan bitkinin içerisine saklanarak avını beklerler. Özellikle haziran ayıyla beraber su ısısının yükselmesi, bu bitkileri 4-5 metre derinlikten aktif hale getirerek yüzeye kadar uzamalarını sağlar. Bu bitkilerin çok yakın mesafesine atışlar yapılarak turna balığı kandırılmaya çalışılır.
             Su içerisindeki kaya parçalarının olduğu bölgelerde (ekseriye iri turnalar) kaya kuytularına gizlenerek av beklerler. Bu bölgelerin otlanması ile birlikte muazzam av verirler.
             Su içerisinde kalan ağaç dalları arasında kendilerini bir ağaç dalı gibi göstererek av beklerler . Ama bu alanlar çok riskli olduğundan takım takılabilir.
             Suya kısa diklikte olup sahil kısmında fazlaca toprak barındırmayan mahallerde kamuflaj yapmaksızın aşağıdan yukarı saldırarak av yaparlar.Yani 3-4 metre derinden saldırırlar. Suyun aşağı kısımlarında da nispeten görüş vardır ama azdır.Turnanın en etkili silahı dişlerinden önce gözleridir.
             Koy ağızlarında bulunurlar. Derin olmayan koylar genellikle küçük turnaların emniyetli bölgeleridir. Koy girişleri biraz daha davetkardır.
             Açıktan canlı yem uygulaması ile savunmasız gibi görünen yemler, turna balığının 80-90 cm olanına kadar yakalama imkanı verir. Koyların 20-30 metre açığından avlanılabilir.
             Su üzeri birtakım nedenlerden dolayı kirliymiş gibi gözüken, etrafı sazlıklarla çevrili koylarda uygun yerlerdir.
             Su içerisindeki sarmaşık tarzı otların oluşturduğu kanallar oluşur kimi zaman.İşte bu kanaların içerisine attığınız yemler çoğu turna tarafından kolaylıkla ve zahmetsizce bulunur.
             Haziran- Eylül Bu dönemde su içindeki bitkileri kamuflaj olarak kullanarak pusuda bekler. Kış dönemine hazırlık amacıyla sıkı beslenme ihtiyacı hisseder. Bu dönemde yapay yemlerle yapılan avlarda bolca yakalanmasının nedeni yeme bolca saldırılar yapmasıdır.
             Ekim Sudaki bitkiler artık solmaya başlamıştır. Bu dönemde kamufle olamadığından nispeten kolay yakalayabileceği (Zayıf, yaralı vb) yemleri tercih etmektedir. Bu dönemde her zamankinden büyük yem kullanılırsa, büyük turna yakalama olasılığı yüksek olacaktır.
             Kasım -Aralık Hava ve suyun soğumasıyla, daha ılıman suyun bulunduğu derinlere doğru gidecektir. Bu derin noktalar tespit edilebilirse, güzel balıklar yakalanabilecektir.
            Nisan- Mayıs Yumurtlama döneminin sonunda yorucu bir dönem geçirdiklerinden, bu aylarda besine ihtiyaç duyacaklardır. Bu dönemlerde diğer balıkların yumurtalarını ve bir süre sonrada hızla büyüyen yavru balıklara saldıracaklardır. Hızla büyüyen turna bu dönemde kıyıya yakın alanlarda yem arayışına girecektir.

Turna hangi büyüklükteki ava saldırır
     Turna ağız yapısı itibariyle kendi boyundan daha büyük bir yemi dahi sindirmeye çalışabilir. Tabi ki yemin tamamının bir anda gözden kaybolup midesine inmesi beklenmemeli. Avlanma tekniği açısından avcıya av yeminin büyüklüğü %90 bir handikap yaratır.
     Turnanın iri sayılabilecek bir öğüne saldırması mide performansından değil de ağız yapısı ile açıklanabilir. Şöyle ki 40 cm boyundaki bir turnanın ağız açıklığı 6-8 cm civarında bir esneme gösterebilmektedir.Turnanın boyu büyüdükçe çene yapısı daha da kuvvetlenmekte bu çap limiti sınırlarını zorlamaktadır. Turna balığının dişisi erkeğine göre daha hacimli yemleri öğün olarak değerlendirebilir. Bunun nedeni karın yapısı ve kaslarının emsali erkek turnaya göre daha fazla gelişmesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca dişi turnalar aynı yaştaki erkek turnalardan daha büyük olurlar. Turnanın midesi esneyebilen aynı zamanda öğününü enzim yoluyla parçalayan bir yapıya sahiptir. Öğün mide kısmındaki enzimlerle parçalanmakta (midesindeki koku tahammül edilemeyecek bir kokudur) diğer atıkların bağırsak yoluyla maksimum emilme yapıldıktan sonra , anüsten atılarak sindirim sonuçlandırılmaktadır.
     Mide kısmıyla yan yana uzunlamasına torpil şeklini andıran bir adet hava kesesi ile de turna balığı derin sulara dalış yapabilmektedir. Bu arada su yüzeyindeki çözünmüş oksijen ile su altındaki çözünmüş oksijen seviyeleri aynı değildir. Aşağılara indikçe su devinimi düştüğünden tüm balıkların daha büyük hava keselerine ihtiyacı olmaktadır. Onun içindir ki aynı türden olsalar dahi yaşlı olanları hep derin suları tercih etmektedir. Bunun başlıca nedeni hantallaşma ve manevra kabiliyetinin azalması denebilir.Suyun da kaldırma kuvveti doğal olarak kütle miktarı ile bir orantısı vardır. Turna derinde de dahi olsa bir çift süper görüş mesafesindeki göze en az sazan kadar koku alma yeteneğine sahiptir. Sadece ürkeklik konusunda biraz zayıf  kalmışlar. Kolay kolay ürkmezler. Anlama ve uygulama için bir şekilde zayıfta olsa belli bir zeka seviyesine ulaşmışlardır.
     Solungaç yapısının gelişmişliği avlanma esnasında avın dışarı kaçışına imkan vermemekte ve aynı zamanda su içerisinde olabilecek parazit ve asalakların turna vücudunda barınması engellenmektedir.Tabi ki bu anlatılanların tümü göründüğü gibi işleyişte basit bir şey değildir. Aerodinamik bir harikadır. Sadece balık olmuyor beslenme için ,kimi zaman su içerisindeki kurbağalar ,kimi zaman da su kuşları öğünün bir parçası oluyor. Ama bunlar da turnanın kendi boyundaki bir balığı sindirmeye çalışması kadar münferit olaylardır. Çoğunlukla bir iki dakikada midesine yollayabileceği balıkların peşindedir. Ama bu olay küçük turnalarda tersine gelişip rekabet yüzünden hemen hemen suda hareket eden her şeye saldırma yönünde olup imkansızı başarmak için aynı alışkanlığı belli bir yetişkinliğe kadar devam ettirmektedirler. Büyüdükleri zaman avlanma sıklıkları büyük avları yedikten sonra dinlenmeye çekilme olarak ortaya çıkar ve öğün araları açılır. Avlanma konusundaki stratejileri de buna göre gelişir.Yani ne kadar büyük öğün alırsa, turna balığı onu sindirene kadar stabil bir şekilde kalmayı tercih eder. Belki de bu davranış aynı zamanda hacimli öğünlerden dolayı nefessiz kalıp boğulmalarını engellemek için olabilir.


Turna balığı avcılığı


     Turna avında boy sınırı 40 cm olup, günlük av limiti 10 adettir. 15 Aralık-31 Mart tarihleri arasında avcılığı yasaktır.
     Bölgesini seçerken, sazan ve kadifenin yaşam alanlarından uzak bölgeleri tercih eder.
     Sürü balığıdır. Zaman geçtikçe diğer balıklara yem olmaları ve çeşitli ölümler nedeniyle sürüde azalmalar olur. Büyüdükçe tek başına kalır. Bir bölgeye sahip olmak ve bu alanı korumak için hareket halindeki her şeyi gözlemler, takip eder ve saldırganlaşır.
     Büyük balıklar dinlenme amacıyla suyun derin yerlerini tercih eder, ancak yemlenme zamanında sığ sularda bulunur. Küçük boylardaki turna balığı ise yosun ve bitkilerin olduğu sığ sularda gezinir. Yumurta bırakma döneminden sonra (Nisan ayından sonra) dişi turnalar yem bulma çabası içinde olacaklarından, sürekli faaliyet halinde olacaklardır. Bu dönem iyi bir av zamanıdır.
     Gruplar halinde dolaştıklarından, bir noktada eğer balık yakalanırsa o bölgede başka turnalarında yakalanma olasılığı yüksektir. Bu bölgeler aynı zamanda turnaya yem olan küçük balıkların da bol olduğu yerlerdir. Küçük balıkların görüldüğü yerlerde olta ile atışlar yapılması av şansını arttıracaktır.
     Avlaktan avlağa fark gösterse de, kıyı ile 10 metre uzaklıktaki alan arasında turna yakalama şansı oldukça yüksektir. Bu yüzden kullanılan yemi, illaki uzak mesafeler atmak için zorlanmaya gerek yoktur. Yazın sıcak günlerinde 30 cm derinliğe kadar gelebilmektedirler. Bu dönemlerde Turnanın oltadaki yemi nasıl takip ettiği ve yeme nasıl saldırdığı görülebilir. Yemi, yemin altından bir süre takip edip, sol alttan hızlı bir şekilde saldırarak yakalar.
     Turna balığı kısa bir süre için yoğun av verir. Daha sonrasında dinlenmek amacıyla derin kesimlere inecektir. Tok olan turna tekrardan yem amacıyla balığa saldırmayacaktır. Ancak bulunduğu bölgede dikkatini çeken ve kendisini kızdıran bir balığa içgüdüsel olarak saldırabilecektir. Bu gibi durumlarda turnayı kışkırtacak çeşitli aksiyonlarla yeme yön vermek faydalı olacaktır. Turnanın var olduğu anlaşıldığında, o alana ısrarla ve çeşitli aksiyonlarla yemle kışkırtıcı hareketlerde bulunulursa sonuç alınabilecektir.
     Turna avı, sazan gibi sabit bir noktada yapılan bir av değildir. Bir nokta 5-10 dakika arasında denenir. Eğer balık bulunamadıysa 5-10 metre uzağa gidilip orada at-çek yapılır.O noktada da bulunamadıysa bir sonraki noktaya gidilir. Olta suyun içlerine doğru atılmaktansa, kıyıya paralel sağa ve sola doğru atılıp çekilmesi daha fazla alanın kontrol edilmesini sağlar. Balığın yakalandığı nokta muhakkak 1-2 saat sonra tekrar denenmelidir. Çünkü o nokta Turna için ideal bir yem bulma alanı olduğu için sonradan başka bir balığın oraya yem bulmak için gelmesi yüksek bir ihtimaldir. Hele ki bulunulan noktanın sağında ve solunda otlar varsa ve bu bölgelerin arasında boşluk varsa, bu boşluk muhakkak değerlendirilmelidir. Bu alan ortalama 45 cm lik Turnaların ideal yemlenme alanlarıdır. Bu gibi yerlerde at-çek yaparken sahte yemin fazla derine inmesine imkan verilmemeli, bu özellikteki bir yapay yem tercih edilmelidir.
     Kayalık ve zemini taşlık alanlarda yem bulma amacıyla dolaşmaz, yemlenme amacıyla derisinin renkleri nedeniyle kamufle olabileceği sazlıkların çevresinde, su yüzeyini rahat görebileceği, görüş mesafesini engellemeyecek kadar uzun olan bitkilerin zemine yakın kısımlarında avını bekler. 4 metreye kadar olan derinlik, turna için iyi bir yemlenme alanıdır. Büyük turnaların kayalık zeminde, kuytularda av bulmak amacıyla bulundukları da bilinmektedir.
     Koylar ve özellikle koy girişleri turna balığının av arama alanıdır. Derin olmayan koylar, küçük turnaların hem saklanma hemde yemlenme bölgeleridir. Bu bölgelerde su altında kalan ağaç dal ve kökleri ideal saklanma alanlarıdır. Buralarda yapılan at-çek te yemi kaybetme olasılığı oldukça yüksektir.
     Nehirlerin hızlı akan bölgelerindense, akıntının az olduğu kıyıya doğru kavisli küçük koy gibi bölgelerde avlanmayı tercih eder. Enerji kaybını minimum seviyede tutmak istediğinden, küçük yem balıklarına saldırmayacağı için, bu alanlarda nispeten büyük yemler kullanılması biraz daha büyük balık yakalama şansını arttırabilir. Yine nehire bağlanan kolların bulunduğu alanlarda yem bulması kolaylaşmaktadır.
     Turna, diğer tatlısu balıkları gibi suda oluşan seslerden ürküp bulunduğu yerden uzaklaşmaz. Aksine sudaki ses, ilgisini çekecek ve kontrol etmek isteyecektir. Yapay yemlerin imalatı da bu hassasiyeti göz önüne alınarak yapılmaktadır. Ancak kıyıda oluşan seslerden de uzaklaşmak isteyeceği için, kıyıda da tam tersine sessiz davranılması ve balığa görüntü verilmemesine çalışılmalıdır.
     Otların bol olduğu bölgelerde suüstünden avlanılıyorsa, otların üstlerine cansız balık veya parçalarından  atılarak, bir nevi o bölgenin yemlenmesi yapılabilir.
     Turnanın dişleri, dikkat edilmesi gereken en onemli konulardan birisidir. İğneyi çıkartmak için bir aparatın kullanılmasında fayda vardır.


Kamış ve misina seçimi

     Spin kamışlar, sahilden avlanılacaksa, 2.10 cm ve 2.40cm civarında olmasında fayda vardır. Kamış, kol boyumuza uygun olmalı ve satın almadan önce denenmelidir.
     Spin kamışın seçilmesinde en önemli hususlardan biri, kamışın makara takılan kısmı ile bitim noktası arası uzaklığının fazla olmasıdır. Bu mesafe kamışın koltuk altına alarak, hakimiyet sağlayacak, kamışın kullanımını kolaylaştıracaktır. Aksi takdirde el ve bileklerde ağrıya ve yorgunluğu sebep olacaktır.
     Kullanılacak kamış, farklı ebat ve ağırlıktaki yemleri verimli kullanabileceğimiz, atara sahip olmalıdır. 10-40 gram arası atara sahip karbon veya kompozitten imal edilmiş, hafif, 2 parçalı ve çekeri yüksek olmalıdır. 2 parçalı olması, teleskopik kamışlara göre taşıma zorluğu açısından dezavantaj gibi gözüksede, av esnasında gerek yeme aksiyon verilmesi ve gerekse yapay yemin istenilen noktaya atılmasında farkını hissettirecektir. 
     Kamış halkalarının büyük olması misinanın rahat hareketini ve sürtünme oranını azaltacaktır. Misinanın daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır. Halkaların paslanmaz olmasına dikkat edilmelidir. 
     Devir hızı yüksek makineler tercih edilmelidir. Makinanın kolu bir kez çevrildiğinde, makara dönüş hızı 5 in üstünde olmalıdır. Makine devir hızının yüksek olması, yapay yeme verilecek aksiyonu kolaylaştıracaktır.
     Misina ince ve çekeri yüksek olmalıdır. Misinanın ince olması yapay yemin daha uzağa atma imkanı sağlayacağından daha fazla alan taranmış olacaktır. İnce misinanın suyun altına inmesi kalın olan misinaya göre daha kolaydır. 0.25 - 0.28 lik çekeri yüksek kaliteli misinalar iyi bir av için yardımcı olacaktır.

İp misina
     İp esneme yapmadığından ötürü, yemin aksiyonunun hissedilme oranı yüksektir. Özellikle vobler ve spinner kullanımında kolaylık sağlıyor. Yem kaybetme oranı da normal misinalara oranla çok daha düşüktür. İp misina ile atış mesafemizde uzamaktadır.
     İp misinanın karışmasının en büyük nedenlerinden biri, makinaya olması gereğinden fazla ölçüde ve kalınlıkta sarım yapmaktır. Uzak mesafelere atış yapılmayacağından, sarım uzunluğunu belli bir miktarı aşmamalıdır. At-çek yaparken ip misinanın gerginliğinin iyi ayarlanmamasıda, ipin karışmasının başlıca nedenlerindendir. Yapay yeme aksiyon verirken, gevşek sarım, ipin makinaya düzensiz sarımına yol açacak ve sonraki atışta olumsuz etkisi olacaktır. 
     Kışın ip misinalar soğuktan etkilenecek, donabilecek ve mukavemeti düşecektir. Bu zamanlarda çok daha dikkatli olunmasında fayda vardır.


Olta takımları ve yemleri

Cansız yem
Bu yem türü avlanmak istenen derin bölgelerde oldukça verimlidir. Yazın sığ sularda göl kamışı ile bu yem türüyle turna yakalamakda mümkündür. 
Cansız yem balığının tamamı kullanılabileceği gibi yarısıda kullanılabilmektedir. Yem olarak kullanılacak bu balığın illaki avlak bölgesinde yaşamış olması şart değildir. Deniz balığıda olabilmektedir (Uskumru gibi).
İdeal olan yemin dibe kendi ağırlığı ile oturmasıdır. Akıntı az ise mümkün olan enaz ağırlktaki kurşunlar vasıtası ile dibe inmesi ve sürüklenmemesi sağlanmalıdır.
Olta kıyıya sabitlenmeli ve balığın yakalandığının anlaşılması için zil takılmalıdır. Kullanılacak iğne 3 lü olabileceği gibi tek iğneli canlı yem iğnelerinden de olabilir (Hırsız iğne takımı kullanmak daha etkili olacaktır.(Hırsız iğne asıl iğnenin altına kısa bir köstekle eklenen iğnedir).









Canlı Yem
Turnanın hareketli olduğu zamanlarda en iyi avı veren bir yem türüdür. Gerekli takım hazırlandıktan sonra yem suya bırakılıp şamandranın hareketliliğinin takibi gerekir. Şamandra canlı balığın hareketinden etkileneceği için, turnanın yakalanıp yakalanmadığından emin olunması ve oltanın buna göre çekilmesi gerekir. Aksi takdirde yemin sudan her çıkarılışında etkileneceği unutulmamalıdır. Burada şamandranın büyüklüğü, yem balığının hareketlerinden çok etkilenmemesi açısından önem taşımaktadır. Arzu ediliyorsa kamışa zilde takılabilir. Avın yapıldığı bölgede bulunan ve turnanın avı olan balıklar yakalanıp kullanılır. Üçlü iğne nin bir veya iki ucu yem olarak kullanılacak balığın sırt kısmından takılarak diğer ucun serbest kalması sağlanır. Bu işlem yapılırken balığın su içinde yüzme kabiliyetini etkilemeyeceği, uzun süre canlı kalmasını sağlayacağı göz önünde bulunarak yapılmalıdır.

Kuyruk kısmının sağlam olduğu ve oraya iğnenin batırılabileceği de söylensede, bu işlem esnasında balığın iskelet yapısı bozulduğundan, su içinde hareket kabiliyeti azalabilmekte veya olmayabilmekte ve turnanın dikkatini çekmeyebilimektedir.  

     Turna balığının koku alma özelliğinden başka, hareket enerjisinden doğan sudaki titreşimleri de hissettiğinden yem balığının hareketli olması av şansını arttıracaktır. Suda ki titreşimleri uzaktan hissedebilmektedirler.
     
     Canlı yem orta ve sığ kesimlerde etkili olurken cansız yem derin kesimlerde etkili olabilmektedir. Canlı yem, açık alandan sazların veya bitkilerin içlerine doğru kaçmak için çaba göstereceğinden, olta takımının takılmaması için misinanın uzunluğuna dikkat edilmelidir.


Yapay Yem
     Yapay yemi alırken olta takımıyla olan uyumunu bilmek önemlidir. Kamışın atarı dediğimiz (Kamış üzerinde hangi aralıklar arasında yapay yem atabileceğimiz gr cinsinden yazar) ağırlıkta olup olmadığının bilinmesi gerekir.
     Kamışın atar oranının üzerinde veya altında ağırlıktaki bir yapay yemi yönlendirebilmemiz zorlaşacaktır. Yemi atmak istediğimiz noktaya veya mesafeye göndermemiz mümkün olamayabilecektir.
     Yapay yemin hangi derinliklerde kullanılacağının bilinmesi de önem arzetmektedir. Avlanırken batan bir yem mi yoksa yüzen bir yem mi ya da yüzeyde çalışan mı yoksa derinde çalışan bir yem mi kullanılacağının tesbiti gerekmektedir. Su altı bitkilerin olduğu, su derinliğinin sığ olduğu bir avlakta dalan bir yem kullanmaktansa, sığ sulara uygun yapay yemleri tercih etmek av şansını arttıracaktır.



 Avlanılan balığın ne tür balıklarla beslenmeyi tercih ettiğinin bilinmesi ise yapay yemin boyutunun ve renginin tespitinin yapılmasında fayda sağlayacaktır. Gün boyu, ışığın ve sıcaklığın değişimiyle farklı yapay yemlerin kullanılması gerekir. Tek bir çeşit yemle avlanmaya çalışılmasının faydası olmayacaktır.
     Yapay yemin su içindeki doğal hareketlerini sergilemesi misinanın ve kullanılan tekniğin çeşitlerine göre farklılık göstermektedir. Bazı yapay yemler yavaş sarım yapıldığında canlı bir balığın hareketlerini sergilerken bazı yemler hızlı sarımda etkili olmaktadır. Bunu anlamak için yemi kullanmaya başlamadan önce su içinde hangi hızın ve tekniğin elinizdeki yeme uygun olduğunu kıyıda yemi görebilecek şekilde birkaç deneme yoluyla öğrenebilirsiniz.
     Yapay yem gruplarının her biri ayrı ayrı sarım teknikleri gerektirmektedir. Bu nedenle imalatçı firmanın önerdiği, yapay yemin kullanma tekniğini bilmek ve uygulamak oldukça önemlidir.

Silikon Yem (Sasi)(Sassy)(Plastik)
Turnanın yem menüsünde bulunan canlıların silikondan yapılmış taklitleridir. Jighead denilen zokalara takılarak kullanılırlar. Oldukça yaygın kullanılmaktadır.
     Şekillerine göre, jigheadin ağırlığına göre sarım hızı değişebilmektedir. Yüzeye yakın ve orta sularda hareket etmesini hem kamışla hemde sarım hızıyla ayarlanabilir.

     Balığın dişleri yemi deforme edeceğinden, zarar görmüş bu yemler özelliğini çabuk kaybedeceklerdir. Deforme olmuş bu yemler tekrar kullanılmamalıdır. Takım kutusunda bu yemlerden hem çeşit, hemde fazla sayıda bulundurulması gerekir.


Raglou
Silikondan yapılmış kum balığı maketleridir. Çeşitli boy ve renklerden yapılan bu yapay yem hem kıyıdan hemde tekneden kullanılabilmektedir. 









Kaşık (Spoon)
Kaşık hem kendinden ağırlığa sahip olması, hem yalpa hareketleri ve hemde ışığı yansıtması açısından çok uzun bir süredir kullanılan metalden yapılmış yaygın bir yapay yem türüdür. Zaman zaman hızlı arasırada yavaş sarımlar yapılarak kullanılmaktadır. Doğru kullanılmasını öğrenmek biraz zaman alacaktır. 








Spinner baits (Mepps vb.)
Kaşığın geliştirilerek üretilmiş bir modelidir. Güneşli havalarda ışığı yansıtması ve titreşimi nedeniyle tercih edilmektedir. Kapalı havalarda kullanımı pek yaygın değildir.
Mepps ile avlanırken düzenli, ritmik bir sarım gerekmektedir. Sarım esnasında duraklanması halinde tüm cazibiyetini kaybedecek ve eğer balık takip ediyorsa birden uzaklaşacaktır.





Firma balıklar üzerinde yaptıkları araştırmalarda kontrast renklerin etkili olduğunu tespit ettiklerini belirterek, siyah zemin üzerine renkli yuvarlak desenli meppsleri üretmişler ve bu yemlerin başarılı olduğunu söylemişlerdir.







Yapay Balık
Maket balıklar çeşitli maddelerden üretilen ve suyun çeşitli seviyelerinde, farklı aksiyonlarla hareket eden, canlı, cansız balık ve değişik canlı türlerini taklit eden çok geniş bir yapay yem grubudur. Hem tatlısuda hemde denizde kullanımı oldukça fazladır. Herne kadar başarılı bir yem grubuysa da, avda en büyük etken kamışla yeme yön veren biz avcıların bilgi ve tecrübeleridir.

 Turna Avında Yemlerde Görüntü, Renk Ve Işık Faktörü

Boyutlar;
     Cisimler su içinde gerçek hacimlerinden daha büyük gözükür. Bunun için seçeceğimiz yemin boyutu avlayacağımız balığa göre olmalıdır. Avınızdan çok küçük bir yem onun ilgisini çekmeyebilir, aynı boydaki bir yem ona sadece arkadaş olur ve onun yanında gezer, daha büyük bir yem ise onu korkutur ve kaçmasına sebep olur.

Renkler;
     Kırmızı suyun altında ilk 8 metreye kadar kendi rengini muhafaza eder sonraki uzak metrelerde açık griden koyu gri renge doğru koyulaşarak nihayetinde bir canlı tarafından en uzun mesafeden kırmızı renk, siyah olarak algılanır.
     Kavuniçi rengi 12 metreye kadar, sarı rengi 21 metreye kadar, yeşil renk, mavi renk, gri renk, mor renk bunların arkasından sayarak ve en son siyah renginde 30 metreden sonraya kadar, suyun elverdiği berraklık ve aydınlık bir havada canlılar su altında bu renkleri doğru olarak görebileceğini söyleyebiliriz. gün ışığının içindeki yedi ana renk aynı sırayla suyun içinde yol alır.

Işığın su içindeki kuvveti;
     Bu suyun berraklığı ile orantılıdır. Doğru yapay yem rengini ve büyüklüğünün seçimi ancak bu son etkenin o anki durumuna göre yapılabilir. Işık etkisinin yoğunluğu zaten su içinde olduğundan daha büyük gözüken cisimlerin bir de açık renklerin daha fazla yansıtma özelliğinden oluşacak ekstra bir büyüme görüntüsü avı kaçırılabileceği gibi, az ışığın onun yemini görmemesine de sebep olacaktır.
     Gece gök yüzünde dolunay, av bölgesinde kuvvetli bir ışık kaynağı veya gündüz çok güneşli bir ortam olduğu zaman, suyun altından yüzeye bakıldığını hayal edelim, o zaman su yüzeyindeki yansımanın su içindeki yemler için bir arka plan oluşturduğunu fark ederiz. Bu arka plan önünde veya su içindeki mesafelerde yemlerin gösterdikleri etkiyi de anlamamız daha kolay olur.

1-Eğer açık renkli bir kaşığa veya suni yeme balık vurmuyorsa hemen rengi bir ton koyu renk ile değiştirilmelidir.
2-Hedeflenen avın büyüklüğüne göre de yemin büyüklüğü veya kaşık ölçüsün ayarlanır. Su içinde nesneler olduğundan daha büyük gözükecektir.
3-Çok güneşli veya sıcak havalarda koyu, mat ve donuk renkleri tercih edilmelidir. Fazla parlaklık özellikle sığ sularda küçük avları ürkütür.
4-Soğuk veya karanlık sularda veya gece gökyüzünde ayın olduğu avlarda veya bulutlu ışığın az olduğu havalarda; beyaz veya parlak (metal veya fosforik) ve de büyük (geniş) yem kullanılabilir. Suyun sıcaklığı ve ışık arttıkça, parlaklık ve ölçüsü (boyutu) azaltılıp rengi açılmalıdır (yeşil, sarı ve kavuniçi).
5-Suyun aynı renginde yem ve aparatlar kullanılmamalıdır. Suyun içinde kamufle olur ve avın dikkatini çekmez. Derin sularda mavi-yeşil (çok açık canlı renk tonlarında) veya mor renk daha iyi bir görüntü verir. Mavi rengi kullanılırken suyun rengi ile aynı olmamasına dikkat edilmelidir.
6-Derin, karanlık sularda veya ayın gökyüzünde olduğu gece avlarında beyaz veya parlak metal suni yemler koyu arka plan içinde av için daha iyi görüntü oluştururlar. Işık kaynağının hiç olmadığı ortamlarda fosforlu veya suni ışık kaynağı olan takımlar kullanılmalıdır.
7-Modern profesyonel balıkçılıkta ağlar mavi veya yeşil renklidir çünkü açık denizlerde ve derin sularda salınan bu takımlar su ve arka plan ile aynı renkte olduğu ve sürüye görünemeyeceği için daha verimli av olanağı sağlarlar. Bazen kırmızı renkli ağlar görürüz bunlar rengi atmış eski ağlardır bunlar yalnızca kirli veya bulanık sığ sularda ekonomik yönden kullanılmaya devam edilir.
8-Önemli bir uyarıda derin sularda kırmızı rengin etkisi. İki etkisi vardır biri iyi biri çok kötü. Önce iyi olanı, normal gün ışığında kırmızı kısa mesafeden göründüğü için köpekbalıkları için görünürlüğü fazla olmayacağından dolayı daha az tehlikelidir, yakalanma şansları azalır. Fakat gece ve ışığın olmadığı ortamlarda bu etki tersine dönüp bu balıkların biyolojik yapılarında olan gece için kızıl ötesi bir algılama (kırmızı ışık üretme) sistemleri devreye giriyor ve bu rengi hemen çok uzun bir mesafeden fark edebiliyorlar.
9-Yüzey balıkları renkleri tamamen görüyorlar. Dip balıkları siyah ve beyazın yansımasını görürler

Bir tam gün içinde, yapay yem renklerinin basitçe seçimini aşağıdaki şekilde yapabiliriz.
Sabah: Mavi, pembe,siyah
Güneş yeni parlamaya başladığında: Çok açık yeşil ve pembe
Güneş tepedeyken:Yeşil, kırmızı, sarı, portakal; mat renkler.
Güneş çok parlak ise: Kahverengi ve gri
Güneş batarken (gökyüzü kızarık iken): Kırmızı ve portakal; parlak renkler.
Gece dolunayda: Parlak sarı ve gümüşi metal veya koyu renkli parlayan renkler ve siyah veya beyaz etek
Gece zifiri Karanlıkta: Fosfor (mavi, yeşil ve sade tonlar) veya ışıklı yapay yemler.
Derin suda: Mavi ve mor
Orta suda: Yeşil
Bulanık sularda: Siyah, kırmızı ve parlak gümüş

Isı değişikliklerinin Turna üzerinde etkisi    

     Turna ne çok sıcağı nede çok soğuk havayı sevmez. Sıcak havalarda yüzeye yakın, soğuk havalarda derinlerde olacaktır.

     Gün içerisindeki ısı değişiklikleri farkı ava bir etkendir. Isının arttığı saatlerde gölgelik ve serin suları tercih ederken. Sabah ve akşamın geç saatlerinde arzu ettiği ısılarda hareketli olup yem arayışına girecektir.

     Turna, ilkbahar ve yazın başlangıç dönemlerinde öğleden sonra ve akşamüzeri, Sonbahara doğru suların tam sıcaklığına ulaştığı dönemlerde sabah gün doğuşu ve akşam güneş batımından bir iki saat öncesi, Kışın ise öğle saatlerinde yemlenmeyi tercih eder. Bu genel bir uygulama olsa da, gün içinde Turna yakalama olasılık dahilindedir.
     Gece oluşmuş hava sıcaklığı, ertesi sabah suyun sıcaklığını da etkileyeceği için, sabah yapılacak avın şeklini de belirleyici olacaktır.

      Avlanma saatlerini belirleme de yardımcı olacak bir diğer husus; Avcı gerek sıcakta ve gerekse soğuktan nasıl etkileniyorsa, balıkta o derece etkilenmektedir. Avcı gün içinde sıcaktan etkilendiği ve gölge bir yer aradığında aynı saatlerde turna da bu davranış içinde olacaktır. Havanın sıcaklık derecesi uygun ve avlanan kendini canlı hissediyor ve balık yakalama çabası içerisindeyse, turna da aynı vakitler de yem arayışında olacaktır. Hafif bulutlanmanın ve esintinin az olduğu zamanlarda avcı nasıl istekliyse, turna da aynı istekle hareket edecektir.

At-çek yaparken kullanılan aksiyon teknikleri


/\/\____/\/\/\____________/\/\_____/\/\/\_______<-- <--

Kıyıdan sahtelerle at çek yaparken  silikon olanlar bu düzende çekilir.

Burada anlatılmak istenen 1-1.5 metre sar, 3 sağa sola (yukarı yukarı, yukarı aşağı vs ) salla (küçük zigzaglarla çırp) 2 -3 karış sar 2 sağa sola çırp...

En son verilen rapalayla kombine bağlamada ve sadece rapala ile at çekte ise çekiş sitili aşağıdaki gibidir.


Bu da şu şekilde açıklanabilir.
Düzenli olarak sararken arada ikile (dur sar, dur sar) sarmaya devam et ikile... sar ve sonra geniş zigzaglarla sağa sola yada yukarı aşağı çırp (olta bir yere takılmış gibi kamışın ucunu yukarı doğru sektir)

Köpek gezdirir gibi çekilen sahtelerin aksiyonuna : Walk the dog yani WTD denir.

Şiddetle ve aniden çekme hareketi : Kısa ve sert yapılır ise 
Jerking
Uzun ve sert yapılır ise 
Twitching denir.

Dur kalk yaparak çekme hareketine ise : 
Stop and go

Sahtelere hiç bir aksiyon vermeden direk ve doğru çekme hareketi ise : 
Direct retrieve denir.