İskele ve dalgakıranlar, balıkçıyı mıknatıs gibi kendine çeker, çünkü bu gibi yerler derin suya kolayca erişimi sağlar. Bu gibi yerler canlılar için güven verici birer sığınak ve besin zinciri oluşturur.
İskelelerden, gerçekten iyi bir balık yakalama şansı her zaman mevcuttur. Ancak her iskeleden de balık yakalanacağının garantisi yoktur. O bölgede hangi tür balıkların mevcut olduğunu ve kullanılan yem çeşitleri hakkında bilgi sahibi olunmalıdır.
Deniz içindeki bitkilerin yoğunluğu, yengeçler, kayalar gibi etkenler avcılığı etkileyebilecektir. Suyun içindeki bitkilik alanlarda küçük balıklar yemlenirken, daha büyük balıklar bu bitkili alanların kıyısında bulunabilecektir.
İskelede yapılan avcılıkta, her zaman kıyıdan uzak noktalarda daha iyi av şansı bulunur gibi bir düşünce doğru değildir. Nadiren bir avantaj sağlar (3). Kabuklular ve diğer yemler iskelenin ayakları etrafında bulunmakta dolayısıyla özellikle levrek ve kefal gibi balıklar iskelenin su içindeki ahşap veya demir ayakları çevresinde av arayışı içinde olabilmektedirler( 1-2 ).
İskeleden yapılan avcılıkta aynı anda hem şamandıralı bir takım ve hem de dip olta takımı aynı anda kullanılabilmekteyse de, tek bir takımla av yapılması dikkatin dağılmasını önleyecek ve balığın vuruşlarına odaklanabilinmesi açısından daha verimli olacaktır.
Çoğu zaman birçok iskelenin çevresinde birkaç çeşit balığın yaşadığı farklı derinlikler mevcuttur. Bu derin kesimlerde balıklar gerek saklanmak ve gerekse yem arayışında olacaklardır. Tabi ki böyle yerlerde balıklar kıyıya yakın, sığ yerlerde de yem arayışında olacaklardır. Kıyıya paralel, dalgaların kırıldığı noktalarda çukur alanlar da mevcuttur.
Dalgakıranların alt kesimlerinde, dalgaların ve akıntıların açtığı çeşitli oyuklar ve derinlikler mevcuttur. Bu bölgeler kabuklu canlıların, sakin su ve saklanacak yer arayan küçük yem balıklarının yaşam alanlarıdır ve aynı zamanda yem arayışında olan büyük balıklarında gizlendikleri yerlerdir.
Bulanık sularla, berrak suların birbirine karıştığı kesimler de dikkate alınmalıdır.
Balığın beslenme alışkanlıkları hergün aynı olmayabilir. Kimi günler doğal yemlere saldırırken kimi zamanlar sadece bölgesini korumak veya başka nedenlerden dolayı saldırgan olabilmektedir. Bu nedenden dolayı farklı yem çeşitlerini bulundurmak gereklidir.
Sessiz bir ortamda sabahın erken saatleri ve akşamüzeri vakitler en iyi sonuçlar için ideal zamanlardır. Av bölgesinin sakinliği olmazsa olmaz kurallardan denilebilir. İnsanların yüzdüğü veya değişik faaliyetler nedeniyle gürültünün bulunduğu ortamlardan kaçacaktır. Ama gürültünün kaybolduğu zamanlarda tekrardan avlanmak için iskele çevresine geri dönecektir.
Kalabalık bir ortamda en büyük tehlike iğnenin suya fırlatılış esnasında yandaki diğer avcılara takılma ve yaralanmalara yol açmasıdır. Bulunulan ortama göre kamışın yandan savrulmasından ziyade başüstünden veya kamışın ucunun ön tarafta tutularak ağırlık ileri doğru fırlatılılmalı ve kamışın ucu havaya kaldırılmalıdır. Kamışın ucu ileride iken serbest elimizle yem tutulur. Yemin bağlı olduğu misina ucu kendimize doğru yumuşak şekilde çekilerek kamış ucunun hafif bir yay şeklinde eğilmesi sağlanır. Bundan amaç kamışın esnekliğinden yararlanarak yemi öne doğru atabilmektir. Yem ileri doğru hareket ettiğinde kamış hafifçe yukarıya doğru kaldırılır. Sonrasında yem mesafe katederken, misinanın sürtünmesi nedeni ile hızı yavaşlamaması için kamış ucu yavaş şekilde yere parelel hale getirilir.
Misinayı parmaklarımızla temas halinde olması durumunda balığın ısırıkları ve yemi kapıp kapmadığının anlaşılması çok daha kolay olacaktır. Her balığın yeme saldırışı ve ısırığı farklılık göstermektedir. Küçük balıklar misinada hafif titreşimler yapratırken, daha büyük balıklar ise iki üç kez kuvvetli asılmalar yapacaktır. Şüpheye düşüldüğünde en iyi yol tasmalama yapmaktır.
Eğer kamışın iskele üzerinde konulabileceği bir dayanak mevcutsa, kamışın ucuna takılacak ve balığın yakalandığını işaret edebilecek zil, çubuk, geceleri ışıldak vb. aparatlar takılabilir.
Kalabalık ortamlarda, diğer balıkçılar tarafından yapılan atışlarda, ağırlıkların çıkartacağı suya çarpma esnasındaki sesler, o bölgede bulunan balıkların kaçmasına neden olabilecektir. Böyle durumlarda, kalabalıktan uzak yerler tercih edilmelidir.
İskelelerde kullanılacak kamış, balığın iskeleye alınabilmesini sağlayacak kadar sağlam ve kaliteli olmalıdır. Kalitesiz kamışlarla yapılan avlarda kamışların kırılma olasılığı oldukça fazladır. 2 m civarında heavy, medium heavy aksiyonlu kamışlar oldukça kullanışlıdır.
Yemin büyüklüğüne ve hedef balığa göre de iğne ölçüleri değişiklik gösterir. Çember iğneler farklarını gösterecektir. Canlı yem ve yapay yemler kullanılabilir. Canlı yem kullanılacaksa şamandıranın seçimi önem taşır. Canlı yemi suyun belli seviyesinde tutabilecek büyüklükte seçilmelidir.
Derin kesimlerde yemin zemine inmesini sağlayacak ve yemin (dip akıntılar eğer mevcutsa) yer değiştirmesini engelleyecek kadar ağırlık kullanılmalıdır. Dikkat edilmesi gereken nokta, ağırlığın kamışın özelliklerine göre seçilmesidir. Teknedeki gibi ağırlıkların kullanılmasına gerek yoktur. Yine kıyıdan yapılan avcılıkta olduğu gibi uzak mesafelere atış yapılmayacağından bu tür ağırlıklar da gereksizdir. Şamandıralı bir takım kullanılıyorsa, ağırlık, yemin su içinde kalmasını sağlayacak ve şamandıranın taşıyabileceği kadar olmalıdır.
Yaz aylarında kütük ayaklar ve otluk bölgelerin bulunduğu iskelelerden balık yakalama şansı yüksektir. Hele ki otluk ve kayalıklar içiçe geçmiş ise yaz ayları için ideal alan denilebilir. Yaz aylarının sıcağında balık sığ kesimin su sıcaklığından kaçacak ancak geceleri kıyıya yaklaşacaktır. Suyun sıcaklığının düşmesi ve kıyı kesiminin sessizliği balığı tekrar kıyıya yönlendirecektir.
İskelenin tabanında yarık ve oyuklar varsa bu alanlar avcı balıkların saklanma yerleri olacaktır. Kış ayları ve kış gecelerin de, kefal ve uskumru gibi balıkların tercihleri iskelelerin,dalgakıranların etrafı olacaktır. İskelelerin, dalgakıran ve liman duvarlarının bazı bölgelerinde çeşitli nedenlerden dolayı ( Tatlısu bağlantıları, kabuklu canlıların fazlalığı, akıntılar vb.) bazı tür balıkların sürekli bulundukları alanlar mevcuttur. Akıntıların sürekli olarak bu bölgelere doğal yemler taşıyacağından küçük balıklar buralarda iken daha büyük avcı balıklarda küçük balıkların peşinde olacaktır.
En iyi dönem yazın bitimi eylül ayından itibarendir.