Kefal




     1 Nisan-1 Temmuz tarihleri arasında ticari avcılığı yasaktır. Amatör balık avcılığı yıl boyu serbest olup asgari 20 cm boyunda olmak şartı ile günde en fazla 5 kg avlanabilmektedir. 
     Dünya genelinde Muglidae diye adlandırılan 80 türü bulunan ailenin bir üyesidir. Avrupada antik çağlardan beri yakalanmakta ve yenilmektedir.
     Cinslerine göre değişmekle beraber 25-90 cm boyuna, 0.500 gr – 1.2 kg ağırlığına kadar ulaşabilmektedir. Yavaş büyüyen, uzun ömürlü, sürüler halinde yaşayan bir balıktır. 25 yıla kadar yaşayabilmelerine rağmen erkekler 9 yıl dişiler 11 yıl  kadar yaşayabilmektedirler. Küçük balıklar büyük gruplar oluştururken, büyüdükçe grup küçülmeye ve bireysel dolaşmaya başlarlar. 
     Genellikle sıcak mevsimlerde su yüzeyine yakın olurlarken soğuk dönemlerde derin kesimlerde bulunmayı tercih ederler.
     Korunaklı doğal koylarda, nehirlerin denizle birleştiği sakin sularda yaşarlar ancak zaman zaman denizden nehire girerlerse de tekrar denize dönerler. Ahşap, tahta iskele ve kayalık alanlarda oluşan bitki örtüsü kefal için cazip bir yem yatağıdır. 
     Gündüzleri kıyıda bulunurlar. Denizin durgun ya da dalgalı olmasının bir etkisi yoktur. Kıyıda suyun her seviyesinde beslenebilmektedir. Genellikle zooplanktonlarla, alg ve yosunlarla, deniz yatağındaki organik maddelerle beslenirler. Zemindeki tortu ve çamurları ağızlarında filtre ederek içindeki küçük omurgasızları yerler. Büyük kefaller menülerine küçük balıkları da eklerler. Yine su içinde ölmüş canlılardan da yemek olarak faydalanabilmektedir.
     Suyun dalgalı ve çalkantılı olması durumunda kefal dip kesimlere gideceğinden dip takımları, durgun ve sakin sularda ise su yüzeyine yakın yem arayışına gireceğinden yüzeyden avcılığı daha verimli olacaktır. 
     Kefal avına başlamadan önce avlakta su yüzeyinde yüzen kefal görülebilirse o bölgede av şansı artacaktır.
     Tatlısu ve deniz kefali avcılığında çok fazla ortak yanları vardır. Kefal avında görüntü vermemek ve sessizlik son derece önemlidir. Ürkek olduğundan hemen bölgeden uzaklaşacaktır. 
     Hafif takımların kullanılması av şansını ve güzelliğini arttıracaktır. 
Küçükleri yem balığı olarakta kullanılmaktadır.

Şamandıra;
     İnce yapılı şamandıralar daha hassatırlar. Yemin sunuluş şekline ve av bölgesinin şartlarına göre değişik şamandıralar kullanılabilir. Genel kullanım, içine su koyulabilen şeffaf şamandıralardır.
Fırdöndü; 
     Genel olarak fırdöndü kullanılmaz. Zaten kıyıya yakın mesafelerde kullanılacağı için misinada deformeler pek oluşmayacaktır. Ancak dip oltası takımlarında tercihan kullanılabilir.
Misina;
     Yüzen florkarbon misinalar, yemin sudaki hareketine yardımcı olacaktır. Olabildiğince ince ve kaliteli misinalar tercih edilmelidir (0.16- 0.20).
İğne;
     İğneler küçük ebatta, parlak, beyaz, paslanmaz çelik olmalıdır. Muhtemelen denizde kullanılan iğnelerin en küçükleri tercih edilebilir. 6-8 nolu iğneler kefal için ideal iğneler olmakla beraber, 10 nolu iğnelerde kullanılabilmektedir. 8 ve 10 nolu iğneler ekmeğin yem olarak  kullanılmasında oldukça uygundur. 6-8 nolu olanlar yüzey avcılığında, daha büyük iğneler ise dip te kullanılabilir.
Yem olarak ekmek kullanılacaksa beyaz, kurt kullanılacaksa siyah iğne kullanılabilir. Kullanılan yemin renk özelliği dikkate alınmalıdır. Çünkü kefalin iğneyi farketmemesi gerekir.
Yem;
     Hızlı ve tedbirli bir balıktır. Yem suya atıldığında hafif bir şekilde zemine doğru inmeli doğal bir yem görüntüsü vermelidir. Hafif kıstırma kurşunlar bu konuda faydalı olacaktır. Su üstünde yüzen bir  ekmek parçasıda kefal için cazip bir yemdir. 
     Denizde kullanılan hertürlü yem kefal avı içinde kullanılır ancak ince ve küçük iğnelerle yemin sunulması lazımdır. Örneğin uskumru eti (Derisi soyulmuş olarak) küçük bir parça, küçük parçalar halinde kesilmiş midyeler, kurt ve solucanlar gibi. 
     Cüssesine göre küçük ağzıyla kolayca yutabileceği büyüklükte yem sunulması av şansını arttıracaktır.

     Ekmek yem kefal avında ideal yemlerden birisidir. İğne sapı ekmek içinde gizlenirken iğne ucu dışarıda bırakılmalıdır. İğne ekmek içi parçasının içinden geçirilip misina tarafındaki kısmı ovalanarak iğne sapı gizlenmiş hemde yem iğneye sıkıca tutturulmuş olur. Kesinlikle bütünüyle hamur hale getirilmemelidir. Odun ateşinde pişmiş ekmek yerine standart ekmeklerin tercih edilmesinde fayda vardır.






Yemleme;
     Avdan birkaç gün önce bir yer yemlenirse orada kefal alma şansı çok yüksek olacaktır. Aynı yer sürekli yemlenirse, kefal o yemlenmiş bölgeye hergün gelecektir. Sardalya püresi ve bir miktar yağı ve ekmek parçası ile hazırlanan hamur hem yemlemede ve hemde yem olarak kullanılabilir. Bu karışım kefali av bölgesine çekecektir.

Çarpma;
     Zaman zaman bu tarz avcılıkta yapanlar olmaktadır ancak tasvip edilip, tavsiye edilecek bir tarz değildir. Yakalanan balık sayısından çok daha fazlası yaralanıp daha sonradan ölmelerine neden olmaktadır. Bu tarza avcılık denilmesinden daha ziyade balık katliamı olarak bakılması gerekir. Üçlü iğne balık sürüsünün bulunduğu bölgenin yakınlarına atılmakta ve sürü geçerken hızla iğnenin kıyıya ani hareketle çekilmesi ile gerçekleşmektedir. Bu sırada iğne, balığın vücudunun herhangi bir yerinden saplanırsa balık kıyıya alınmakta fakat iğnenin sivriliğinin etkisi ile birçok balık yakalanmadan yaralanarak uzaklaşmaktadır. Daha sonrasında da bu balıklar yaşamlarını yitirmektedir. Lütfen doğal yaşamı korumak adına bu tarz bir seçime gitmeyelim.

Avcılığı;
     Küçük kefaller kıbrıs oltasındaki ekmeğe saldırıp parçalara ayırırken, daha büyük kefaller yemin çevresinde bekler ve ekmek parçalarını toplarlar. Bunu avantaja çevirmek için kıbrıs oltasına bağlanacak yaklaşık 50 cm lik bir köstek ve iğneye takılacak ekmek içi parçası ile alttaki büyük kefali yakalama şansı artacaktır. Yemin suyun içine dalmasını sağlamak içinde çok hafif bir kıstırma kurşunun kösteğe takılması yeterli olacaktır.
     Suda dolaşan kefaller görüldüğünde yem direk üstlerine atılmamalıdır. Sakin bir bölgeye sessizce bırakılmalı ve balıkların yemi bulması beklenmelidir.
Kefal yakalanıp çekilirken aceleci olunmamalı. Biraz yormalı ve bu sırada avın keyfini ve heyecanını yaşamak lazım. Kamış ile avlanılıyorsa kamış ucu suya mümkün olduğunca yanaştırılmalıdır. Sudan çıkartılırken iğneden kurtulmak için çırpınacaktır. O an iğneden kurtulma riski çok fazladır. Mümkünse kepçe ile sudan çıkartılmalıdır.
     Yakalanan balık suya geri bırakılacaksa (sportif amaçlı avcılık veya balığın asgari boydan küçük olması vb. nedenlerden dolayı) av yapılan yerden bırakılmamalıdır. Çünkü salınan balık hızla uzaklaşmaya çalıştığında orada bulunan sürüdeki balıklarında uzaklaşmasına neden olabilir. Bulunulan yerin biraz uzağından sessiz bir şekilde suya bırakılması ve bu sırada da balıkların ürkütülmeden hareket edilmesi gerekmektedir.

Kıbrıs oltası; 
     40-50 cm uzunluğunda bir misinaya ( 0.18 - 0.25 ) 12- 15 adet  (4-8 nolu) beyaz iğnelerin, 1 veya 1.5 cm aralıklarla bağlanıp suni mantara tutturularak oluşturulan olta takımıdır. 
Kıbrıs oltası su üstünde kullanılacaktır. Ancak denizin sakin olması dalgaların bulunmaması durumunda etkili olabilecektir. Aksi takdirde dalgalar yemi yıpratacak ve ekmeğin çabuk bir şekilde dağılmasını sağlayacak ve iğnelerin açığa çıkmasına neden olacaktır. Kefal sürüsünün hemen üstüne atılmamalıdır. Sürüye yakın, sakin olan bir yere sessiz şekilde bırakılması balıkları ürkütmeyecektir. Balıklar nasıl olsa o yemi bulacaklardır.

     Kullanılan mantarın uzunluğunda parça ekmek dış kabuğu ile koparılır (Odun ekmeği değilde normal standart ekmek tercih edilmelidir). Kabuk kısmı iç kesimde olacak şekilde mantara sarılır. Ekmeğin iç kısmı dışarıda kalacaktır. İğneler ekmek üzerine sıkıca sarılır. Sarmaya enuçtaki iğneden başlanır. Bu iğne mantara ekmek içinden sabitlenir ki diğer iğnelerin sarılmasını sağlasın. İğnelerin uçları dışa bakacak (Ekmeğin içinde olmayacak) şekilde olmalı, gerekirse iğnelere de ekmek parçaları takılmalıdır. Kefalin iğneleri görmemesi gerekir. Ekmek suyla temas ettiğinde biraz şişerek iğnelerin saplarını gizleyebilecektir. Makineli bir kamış kullanılıyorsa, sudaki yemi tekrar kıyıya çekip atılmak istenmesi durumunda, atış esnasında ekmek havada dağılabilecektir. 2. bir atış mümkün olamamaktadır. Bu yüzden yemin suyla temas ettikten sonra uzun bir süre bekleyeceği bilinmeli ve yemi kıyıya sürükleyecek bir akıntının bulunmadığı alanlarda kullanılmalıdır.  Göl kamışında kullanılacaksa; yemin sudan çıkartılıp tekrar suya bırakılmasında oldukça yavaş ve hassas davranılmalıdır. 

     Akıntılı bir bölgede kullanılmak isteniyorsa gezer kurşunlu bir takım düzenlenebilir. Ekmeği batırmayacak ama sürüklenmesini de engelleyecek bir ağırlığa sahip gezer kurşun anabedene takılır, sonrasında bir boncuk ve fırdöndü, fırdöndünün sonrasına da mantara sarılı yem olarak takım hazırlanır. Suya atıldıktan sonra ekmeğin su üstünde kalacağı kadar misina boşluğu ayarlanır.








     Bu takıma nispeten küçük kefaller ilgi gösterecektir. Küçük balıklar ilk etapta ekmeği gerek kuyrukları ve gerekse ağızları ile parçalamaya başlayacaktır. Daha büyük olan kefaller ise etrafta sakince bekleyip kopan parçaları toplayacaktır. Bunu avantaja çevirebilmek için 25-30 cm lik bir köstek hazırlanıp mantara bağlanır ve iğneye ekmek parçası takılır. Büyük kefal bu yemi almak isteyecektir. Bu kösteğe hafif bir kıstırma kurşun takılırsa ekmek suya batacaktır.
     Kıbrıs oltası suyun zeminine yakın kullanılmak istenirse, üçlü bir fırdöndü ve mantarı batıracak kadar bir ağırlığa ihtiyaç vardır. Üçlü fırdöndünün bir ucu anabedene, bir ucu yemli mantara ve son ucu ise ağırlığa bir bedenle bağlanacaktır. Ağırlığın bağlanan bedenin uzunluğu yemin hangi seviyede bulundurulması isteniyorsa ona göre ayarlanmalıdır.
     Kıbrıs oltası, suyun zemininde kullanılmak isteniyorsa, mantar yerine ekmeği batıracak kadar bir ağırlığa sahip malzeme kullanılmalıdır (Taş, kurşun vb.). Ancak yazın özellikle kefalin su üstünde dolaştığı ve hareketli yemleri tercih ettiği de düşünülürse, zeminde ne kadar efektif olacağı hesap edilmelidir. Yine iğne sayısının çokluğu da takılma riskinin çok olacağı anlamını taşır ki bu durumda ancak kumluk zeminde kullanılabilecek bir takım olacaktır. 

Göl kamışı;
     5-7 metre uzunluğunda teleskopik, makarasız, halkasız kamışlardır. Durgun tatlı sularda kıyı kesimlerde ve genellikle sazlık alanların etrafında kullanılmaktadır. Denizde limanlarda, kıyı kesimi çok yüksek olmayan alanlarda, nehirlerin denizle birleştiği alanlarda kullanılabilirler. Kullanılan misina kamış boyuyla sınırlıdır. Fırdöndü kullanılmaz. En uca takılan tek iğne, akıntıya göre ihtiyaç hissedilirse kıstırma veya yaprak kurşun ve şamandıra ile kullanılır. Bu takım kullanımında av alanın yemlenmesi oldukça faydalıdır. 
Bu kamışla kıbrıs olta takımı da kullanılabilir. Ancak yemin sudaki hareket kabiliyeti oldukça kısıtlı bir alanda olacaktır. 
     Kullanılacak misina 0.18 civarında olursa balığın ve yemin kontrolü çok daha kolaydır. Şamandıranın ve yemin su seviyesindeki yerinin ayarlanması çok çabuk yapılabilir.
     Balık kimi zaman mantarı tamamen suya batırmakta, kimi zaman şamandırayı su üzerinde hareket ettirmektedir. Isırıklar gerçekleştiğinde hassas ince (Stick, pole şamandıralar gibi) şamandıralar hemen gösterecektir. Balığın yakalanıp yakalanmadığı şamandıranın özelliğine göre kendini belli eder. Bu nedenle kullanılan şamandıraların özellikleri bilinmesi gerekir.

Şamandıralı takım;
     Makineli kamışla kıyının biraz açıklarında yapılacak avlarda kullanılabilecek bir olta takımıdır. Şamandıralı takım yine kamışın boyuyla sınırlıdır. Kamış uzunluğu 3 m civarı ise takım 2.5 m civarı olacaktır. 
     Anabedene bağlanan fırdöndü, şamandıra ve sonrasında sadece yemin suyun içine girmesini sağlayacak kadar ağırlıkta kıstırma kurşun ve sonra  yemli iğne. Şamandıra misina üzerinde kaydırılarak derinlik ayarlanır. İğne zemine oturmadan zemindeki kayalık, taşlık veya yosunluk bölgenin yukarısında tutulabilir. Kurşundan amaç, yemi uzağa fırlatmak değil, sadece suyun zeminine doğru inmesini sağlamaktır. Fırlatma, şamadıranın  sayesinde gerçekleşecektir. İçi su dolu şeffaf şamandıra kullanılıyorsa atış mesafesi daha fazla olacaktır. Fırlatıldıktan sonra şamandıra suya temas etmeden hemen önce parmakla misinaya frenleme yapılır ki atım esnasında şamandıranın gerisinden gelen yem, şamandıranın önüne geçsin, misina karışmasın. Sonrasında misinanın boşluğu alındıktan sonra kamış kıyıya sabitlenir ve balığın yakalandığını anlamamız için küçük bir zil kamışa takılır. İllaki şeffaf şamandıra kullanılacak diye bir şey söz konusu değil. Ancak kefalin ürkmesini engellemeye yönelik bir tercihtir. 
Bu takımda yem tercihi farklı olabilir. Midye, balık parçaları, ekmek vb diğer yemlerin küçük ebatları kullanılabilir. Bu takımla kefal niyet edilerek atılsa bile farklı balıklarda yakalanabilir.

Şeytan oltası;
     Durgun sularda kullanımı tercih edilmelidir. Dip balık avında kullanılmaya müsait değildir. 15-20 m derinliğe kadar kullanılabilir. 
Çok yavaş bir şekilde dibe doğru indiğinden her seviyedeki balıkları yakalama şansı bulunmaktadır. Canlı yem yakalamak için kullanılabileceği gibi, iğnenin ve misinanın kalitesine göre 1 kg kadar balıkda yakalamak mümkündür. 0.15-0.20 aralığındaki misinalar kullanılabilir. Misinanın tercihinde kolay gam yapmaması önem taşımaktadır. Tek iğne kullanılır. 
Balığın yemi yuttuğunu hissettikten sonra hafif bir tasmalama yaparak iğnenin sabitlenmesi sağlanmalıdır. Balığı çekerken acele edilmemeli gerekiyorsa kontrollü bir şekilde misina salınmalıdır. Bundan amaç balığın yorulmasıdır. Fakat kesinlikle misinanın gerginliği korunmalıdır.
     Kullanımında misinanın deforme olması mümkündür.Ezilmesi, kayalara sürtünmesi fazla olabileceğinden, misinadaki zedelenmenin sık sık kontrol edilmesi ve gerekiyorsa zedelenmiş kısımın kesilip iğnenin yeniden bağlanması gereklidir. Kesinlikle düğüm atılmamalıdır.
     Bu oltanın esasında ağırlık yoktur. Fakat rüzgar ve akıntıyı yenmek için 1-2 grama kadar yaprak yada boncuk kıstırma kurşun kullanılabilir.

Fly ile avcılığı;
     Fly avcılığı da bu avda rahatlıkla yapılabilir. Fly yemler (böceklerin imitasyonları) kefal sürüsünün hemen çevresine atılması halinde suya düşün böcekleri taklit edeceğinden kefal tarafından cazip bir yem olarak görülecektir. Fly avcılık hakkında detaylı bilgi için  
http://olta-malzemeleri.blogspot.com.tr/p/fly-oltas-ve-kullanm.html

Yapay yemlerle;
     Yapay yemler, gerek meppsler gerekse diğer silikon yemler ileriye fırlatılıp belli aksiyonlarla sarım yapılarak kullanılırlar. Özelliklerini gösterebilmeleri içinde belli hızlarda sarılmaları gerekir. Bundan amaç su içinde titreşimler ve ses çıkartıp balığın dikkatini çekmektir. Bu yemlere saldıran balıkların süratli bir şekilde yeme saldırıp tek seferde ısırmaları lazımdır. Ancak kefalin avlanma tarzı düşünüldüğünde, bu yemler pek uygun olmadığı gibi onları daha çok rahatsız edecek çalışma sistemine sahiptirler. Kefal, yem olarak düşündüğü şeye tedbirli, yan taraftan sakince kontrol ederek yaklaşır. Ancak yakalanamaz diye bir şey söylemekte doğru değildir. Zamanla tecrübe edinilerek belki sarım hızını yavaşlatarak ve doğru av bölgelerinde kullanarak yakalanabilir. 
8 nolu iğnelerin olduğu küçük meppsler, kırmızı renkli solucan yapay yemler denenebilinir.